Ana içeriğe atla

Türkiye’nin Kariyer Öncüleri ile Sohbetler – Banu Küçükel

 

TÜRKİYE'NİN KARİYER ÖNCÜLERİ İLE SOHBETLER - BANU KÜÇÜKEL

Kariyer Öncüleri ile sohbetlerimizde Kasım ayının ilk konuğu, Güven Hastanesi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Banu Küçükel oldu. Günün anlamıyla ve Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak konuşmasına başlayan Sn. Küçükel, öğrencilere üniversite için hangi bölümleri tercih edeceklerini sorarak konuşmasına başladı.

Bugün 1.300 kişinin çalıştığı bir aile olan Güven Hastanesi'ni büyütmeye 16 yaşında karar veren ve 1993 yılında eğitimini tamamlayıp çalışmak için hastaneye gittiğinde Başhekim olan annesinin temizlik bölümünde boş olan kadroyu vermesi üzerine ilk 1 yılını temizlik yaparak geçiren Sn. Küçükel, 23 yaşında ailesinin iznini almadan hastaneyi geliştirmek amacıyla bina yıktırınca, imza yetkisini kaybetmiş ve iş hayatında mücadele etmeye ailesini inandırmaya çalışarak başlamış. Sağlık işletmelerinin en zor işletme modeli olduğunu, içinde bütün meslek gruplarının çalıştığını, patron devrinin kapandığını ve artık koçluk sisteminin başladığını söyledi.

Öğrencilerin sorularıyla devam eden Sn. Küçükel, öğrencilere mutlaka ellerinde bir meslekleri olmasını tavsiye etti. Gönülden inandıkları işi yapmalarını, o işte gerçekten mutlu olurlarsa başaracaklarını, üretimlerinin yükseleceğini, motivasyonlarının artacağını ve o zaman fark yaratacaklarını belirtti. Dünyayı avuçlamak için artık sadece İngilizce'nin yeterli olmadığını, ne kadar çok dil kullanırlarsa o kadar başarılı olacaklarını, bazen nerede duracaklarını bilmeleri gerektiğini, yılmamanın başarının gerçek anahtarı olduğunu söyledi.

Öğrencilerimize eşlerini, işlerini ve dostlarını kendilerinin seçmesi gerektiğini, başlarına gelen en trajik olaylarda bile nasıl davranacaklarının çok önemli olduğunu, neye inandıkları ve neden yaptıklarını anlatmanın önemini, her şeyi sorgulamalarını, kalıplara girmeye çalışmamalarını, çok insan tanımalarını, kimseyi etiketlememelerini, yargılamamalarını belirtti. 21 gün boyunca her gün kendilerini mutlu eden üç şeyi yazmalarını ve sonunda olaylara mutluluk tarafından bakmaya başlayacaklarını tavsiye ederek sözlerine son verdi.